Manifesto
Sağlam toplumsal ve iktisadi temellere dayanan din ve iktidarın kadınlar üzerindeki etkisi kadının toplumdaki konumunu ve
özgürlüğünü olumsuz anlamda etkilemeye devam etmektedir. Tüm ataerkil kodlamalara inat geleneksel yazgısını sorgulayan
kadınlar bugün, eski zamanlardan günümüze uzanan kadınlık rollerini yıkmakta; somut olarak bağımsızlıklarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar.
Bu bağlamda bir sanatçı olarak, özgürleşme yolunda kendisinin öznesi olmuş kadınlardan ilham alarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
Üretkenliği, eylemleri ve edinimlerinin, insanın umudunu ve onu yaşatacak biricik şey olduğuna inanıyorum ve bunu vurgulamak için çalışıyorum. Dostoyevski’nin de dediği gibi “Herbirimiz her şeyden herkese karşı sorumluyuz.” Varoluşumuzun başkasının varoluş durumuyla bağlantılı olduğu bilicine sahip olmanın da özgürlüğümüzü tanımlayacağı ilkesinden yola çıkıyorum. Jean Paul Sartre’ nin dediği gibi: “ Her insan ancak özgür eylemleri ile dünyaya bir anlam katar.” Bu mottodan hareketle eserlerimde, “Öteki” olmak yükünü omuzlarından atmış başları dik, göğsü ilerde kadın imgelemlerini forma dönüştürüyorum, heykellerimde kadınları mağrur, coşkulu, cesur ve kararlı vücut dilinde ortaya koyma heyecanım; yaratıcı planlarıyla kendi geleceğini
kurma cesaretini gösteren kadınların, özgürlüğe ve doyuma ulaştığını hayal etmemdendir. Malzeme seçimimde, metali sağlamlık ve gücü çağrıştıran doğasına aykırı olarak, zarif ve estetik formlara dönüştürmekteki amacım: kadın doğasının dayanıksızlıkla yaftalanmasının karşı manifestosu hissini vermesidir. Yapım tekniğimdeki ciddi el işciliği ve emeği tüm dayatmalara rağmen mücadele eden kadınlarla özdeşleştiriyorum ve bu özdeşim sanatımın özündeki nedenselliğin en yalın vurgusu. Kimi zaman bir kaideye basan kimi zaman boşlukta süzülen heykellerim, kadının güçlü ama aynı zamanda özgür ve olduğu gibi kabul görme
çabasını ortaya koyuyor.