1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat dalından mezun oldu.
‘Çağdaş Mimaride Resim’ adlı teziyle 1996 da aynı üniversitede Yüksek Lisans yaptı. Plastik sanatlar Resim ana sanat dalında doktorasını yapmakta olan sanatçının, yurt içi ve yurt dışında birçok özel koleksiyon da eserleri bulunmaktadır. Özellikle büyük boy eserleri ile dikkat çeken sanatçı İstanbul, Şaşkınbakkal da bulunan atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir.
Soyutlamacı bir resim dilinin olanakları içinde eserlerine baktığımızda sanatçının sınırlı-sınırsız biçimlendirilmiş olanla, biçimlendirilmiş olmayanın metaforik bir ifade içinde ele aldığını görürüz.
Sanatçının düş gücü sorununa fenomenolojik bakış açılarıyla yaklaşırsak; varlığa karışmanın büyüsel anlamları imlediği görülür. Bu sonuç her zaman özdeşleşmenin kapısını aralar, varoluşun derin alanına uzanır. Sartre: “İmgeler yaratmak, gerçekliği bir mesafeye koymaktır.” der. Bu düş ürünü olanın varlığın dışına çıkma etkinliğidir. Figen Batı’nın karşılaşmalarla ortaya çıkan yapıtları; bir diyalektik içinde bilinçle, bilinç altının ve bilinçdışının birbiriyle kurduğu bağın “zaman” sız akışlarıdır. Zaman ve varlık arasındaki diyalektik ilişkide sanatçının varoluşun benliğine yüklediği korkuları, mutlulukları, düş kırıklığı, iç çatışmaları arasında kendi varlığına sıkışmışlığı geçmiş ve geleceği içinde taşıyarak imgelerle zamanı nesneleştirir. Anlıksal kavrayışın sendromları iç evrenindeki kımıldanmaların dinamik bir belirlenimidir. Sanatçının nesnelerle kurduğu ilişki kaotik süreçler içinde kırılgan anlatımları da içinde barındırır. O kendini sürekli şimdiki zamanın içinde tutmuş olsa da bütün zamanlar birbiri içinde devinerek ayrıksı imgelere dönüşürler. Resim izleği onu somut olgularla, olaylarla, duygularıyla karşı karşıya getirir. Her imge onda gerçek olayların somut tasarımlarıdır. Değişik formlarda ortaya çıkar. Yaşamla ilintili olan her olgu birbirine dolanarak sanatçının estetik idealinin kavrayışına varırlar. Her biri anlıksal varoluşun içe doğma durumudur. Sanatçının Nesnel bir düzlemde geleceğe ve evrensele ulaşma kaygısını içerirler. Enerjinin, zamanın ve boşluğun tuvalde oluşturduğu armonik bütünlük objeleri yüzeye çıkararak imge gücünün sınırlarını zorlar. Görünür kıldığı nesneler renk formları içinde yansıyarak süreci sorgulayan bir anlatımı oluştururlar. Arka planlardaki açık- koyu değerlerin kontastlarıyla espası güçlendirici etkiler yaratırlar. Karşıtlıkların tuvaldeki dağılımları renk nüanslarıyla, ışık lekeleriyle, rengin kimi yerde saydamlaşarak, kimi yerde patlayarak estetik düşüncenin ifadesine katkı sağlarlar. Kimi kompozisyonlarında monokrom armoniniyi yeğlese de birçok resminde kontrast armonilerle duygusal bir dışavurum sezdirir. İmgenin canlandığı yerde sınırlar birbiri içinde renk lekeleriyle bütünsellik yaratırlar, biçimlerin aktığı bir kaosa evrilirler.
Figen Batı’nın resmi; akılla düş gücü arasında, kendini onaylayan, yadsıyan, duyusal bir dışavurumun estetiğidir. Kurgusal yoğunluğuyla, aykırılığıyla, kendi uzamlarının dışına taşmasıyla ve ayrıntılarıyla saydam bir gerçekliğe ulaşır. Hangi boyut ve düzlemde olduğu bilinmeyen, başlangıcı olmayan bir sonsuzlukta zamanı sorgulayarak...
7.kişisel sergisini; 12 -29 şubat 2020 tarihleri arasında, ‘Transformasyon’ Sevil Dolmacı Art Galery, st.Regis İstanbul’da gerçekleştiren sanatçı son dönem Contemporary tersane İstanbul fuarı başta olmak üzere birçok uluslararası fuarda yer almıştır.