1986 yılında Gaziantep’te doğan Şükrü Aslan, 2012 yılında Çukurova Üniversitesi Resim- İş Öğretmenliği heykel ana sanat dalından mezun oldu. 2016’da öğretmen olarak atandı. Çalışmalarında malzeme olarak metali tercih eden Şükrü Aslan, ‘’Varoluşçuluk’’ felsefesi üzerine heykeller üretmektedir. Çalışmalarına Mersin’de devam etmektedir.
Manifesto
Günümüz insanının en önemli varoluşsal problemi özdür. İnsan var olduktan sonra kendi somut deneyimleri ve seçimleri sonucunda kendi özünü bulur.Bireyin kendini gerçekleştirme, özünü bulma sürecinde seçim ve kararlarının en önemli belirleyicisi, yaşadığı toplumun ve zamanın; ekonomik, siyasi ve kültürel yapısıdır. İnsan her şeyi yalnız bir defa deneyimleyebilir. Çünkü insan sadece yaşadığı anı deneyimleyebilir. Bireyin yaptığı seçimler onu yeni deneyimlerle karşı karşıya getirir. Bu seçimler ve deneyimler (neden-sonuç) silsilesi sonucunda ortaya çıkan benlik bireyin özüdür. Birey bu özü kabullenebilirse ‘’ben’’ olabilir. ‘’Kendi için ben‘’ olabilirse mutlu olur, aksi taktirde ‘’başkası için ben’’ olur ve bu noktada yabancılaşma başlar.
Heykellerimi, konu olarak ‘’Varoluşçu’’ felsefe üzerine figüratif bir yaklaşım ile temellendirmeye çalışıyorum. Malzeme olarak genellikle metali kullanıyorum. Metal insan ruhu gibi direnç gösterebilir, kırılabilir, yıpranabilir ve baskı altında şekil alabilir. Bu açıdan metal ile insanı özdeş buluyorum. Heykellerimde ifade biçim olarak kullandığım dolaşık ve karmaşık tel yığınları ile bireyin birkaç deneyim ile var olmadığını; insanı, birey yapan birikimin daha karmaşık olgular bütünü olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Bu bağlamda kullandığım tel yığını; bireyin birkaç kelime ile açıklanamaz, karmaşık özünü temsil eder.