Halise Karakaya, 1995 yılında İstanbul'da doğdu. Şu anda Londra ve İstanbul arasında yaşamaktadır. Eğitimini Moda Tasarımı üzerine yapmıştır. İTÜ-FIT Moda Tasarımı programından sonra, moda eğitimini Central Saint Martins'te tamamlamıştır.
Moda tasarımı üzerindeki çalışmaları da sanata yönelik bir eğilim göstermiştir. Resim yapma konusundaki tutkulu ilgisi, onu modanın yanı sıra resme yönelmeye de teşvik etmiştir. Çocukluğundan beri aldığı kısa dönem kursların bir sonucu olarak, sanatını tuvale yansıtmaya başlamış ve Halise Karakaya Art olarak resimlerini sergilemiştir.
Çalışmalarında renk uyumunu kullanırken, aynı zamanda derin konuları da tuvale yansıtmaya özen göstermektedir. Birçok konunun resim aracılığıyla dikkat çekilebileceğine inanmaktadır. Halise, eserlerinin temelini soyut resim konseptini benimseyerek oluşturmayı tercih eder, böylece herkesin kendi düşüncelerinden ve kendilerinden çıkarımlar yapmasını planlar.
Oluşturduğu formülle soyut sanatı üç boyutlu hale getirerek yaptığı fırça darbelerine boyut katmıştır. Ayrıca tuval yerine keten ve jüt kumaşlar kullanarak farklı bir doku oluşturur.
Halise Karakaya, küçük yaşlardan itibaren bireysel perspektiflerin inceliklerine hayranlık duymuştur. Kişiliği, geçmişi ve çevresi, dünyaya benzersiz bakış açısını şekillendirmek için bir araya gelir. Kendi yolculuğunu keşfederken ve çalışmalarında bunu yansıtırken, insanı farklı kılan şeyleri bulmanın, aslında duygusal deneyimlerimizin temelindeki birliği keşfetmekle yakından ilgili olduğunu fark etti.
Çalışmalarında Halise, iki belirgin unsuru kullanır: kübik yapılar ve akıcı fırça darbeleri. Kübik formları, çizim temsilleri veya üç boyutlu yerleştirmeler olarak kullanma tercihi bilinçlidir. Bu yapılar ona göre, her bireyin sahip olduğu çeşitli perspektifleri simgeler. Bu formları manipüle ederek, izleyicileri insan algısının zengin dokusunu keşfetmeye davet eder. Üç boyutlu unsurların ara sıra eklenmesi, bakış açıları keşfine fiziksel bir boyut katmayı amaçlar ve izleyicilere insan algısının katmanlarını yansıtan bir deneyim sunar. Tuval üzerinde gezinirken, perspektifleri duygusal fırça darbeleriyle harmanlar, evrensel insan duygularını kendi duyguları aracılığıyla tuvale aktarır. Karışık medya tekniğini, onun için elemanlar arasında bir köprü görevi gören üç boyutlu soyut formlar yaratmak için uygular. Son olarak, her şeyin bir araya gelerek keten kaplı kontrplak üzerinde bir uyum oluşturduğunu gözlemlemek için bir adım geri atar.
Bu bütüncül süreç, her bir parçada insan varoluşunun karmaşık gerçeklerini derinlemesine incelemesine olanak tanır.