Kutsal/ideal/yüce olarak sunulanın zarafeti ile toplumsal yaşayıştaki baskı ve şiddet arasındaki uçurum ile iç - dış dünya çelişkileri, heykellerim için seçtiğim imgelere ve farklı duyguları taşıyan bu imgelerin birlikteliği ile oluşturduğum bütünlüğe temel oluşturmakta. Bu yapıtın içinde yer aldığı‘Veresiye Satan’ serisinde, istese de başka türlü olamayan ve yükünü tarif edemeyen, bu yükün kendi kaçınılmaz kozası olduğuyla barışan ve ruhundaki rutubetli tek göz odanın sessiz ve kırılgan özgürlüğünü, dış dünyanın yaygarasından özenle sakınan ‘sanatçı bakışını’ anlatıyor. İsyandan ve arayıştan ziyade kabulleniş ve tamirat hissiyatıyla harelenmiş bu ruh hali, dış dünyanın iç dünyayı taciz eden gürültüsünü betimlerken onunla başetme yollarını da tarif ediyor.
İnandırıcılığını kaybetmiş, yara almış idealleri, düşünceleri, hayalleri yıkıntı bina imgeleriyle somutlaştırıyorum. Yıkıntı imgeleri, heykellerimde, korunaklı ve kalıcı olması niyetiyle inşa edilen yapıların hayatın dönüştürdüğü ölçüde gelip geçiciliğinin mecazının yanı sıra yapım ve yıkım arasındaki hayaletsi halleriyle artık canlanması beklenmeyen ama bir zamanlarki varlığı ince bir sızı halinde hissedilen şeyleri yansıtıyor.
Heykellerin biçimlendirme tekniği, farklı malzemelerden kendi form bütünlüğü içinde üretilmiş parçaların montajı oluşuyla, geçmiş - gelecek arasında devamlı bir inşa halinde olan varoluşun, bitmeyen bir şantiye hissi verişine hizmet ediyor. Yıkıntılarda metal malzemenin kullanımı, hali hazırda inşaat malzemesi olması nedeniyle çalışma esnasında yanma, aşınma, yırtılma gibi müdahalelere maruz kaldığında doğal etkiler yakalanmasıyla ve malzemenin soğuk etkisinin yaratmak istediğim mekanın metruk, ıssız yapısına uygun düşüşüyle bağlantılı.