top of page

Nur Akkayalı

Hayat sürekli bir değişme ve devinim halidir. Değişim ya da değişme terimi, tümüyle bir hareket ve değişirlik öğretisi olan diyalektik ve tarihsel maddeciliğin baş kavramıdır. Herakleitos’tan beri bilinen ve Hegel idealizminden geçen “diyalektik değişme” olgusu bilimsel anlamına kavuşmuştur, bütün nesne ve olayların en genel varoluş biçimidir. Doğasal, toplumsal ve bilinçsel nesne ve olgular karşılıklı etkileşimle sürekli olarak değişirler. Durağanlık gibi görünen oransal denge durumları da bu devam eden değişmenin ürünüdür. Değişmezlik ancak düşünsel soyutlamalarda olanaklıdır. Oransal ya da göreli denge durumları insansal ölçülere göre çok uzun süre devam edebilirler, ne var ki özlerindeki sürekli değişme görmezlikten gelinse bile biçim ve özellikleri de er geç değişecektir. Dönüşüm değişmedir. Aristoteles bu terimi, karşılıklı iki durumda birinden öbürüne geçme, anlamında kullanmıştır. Aristoteles’e göre üç türlü değişim vardır: Yokluktan varlığa geçerek (doğum), varlıktan yokluğa geçerek (ölüm), varlıktan varlığa geçerek (hareket). Sanatın özü; insanın duygu, düşünce ve varoluşunun yansımasıdır. Yeniden doğuş ve kişisel deformasyon teması sanatın sürekli dönüşüm ve evriminin bir temsili olacaktır. Sergideki eserler, kişisel ve toplumsal süreçlerin birbirine girmiş doğasını ve yeniden doğuşun değişim ve büyüme aracı olarak gücünü ortaya koyar. Her birey, yaşamlarının farklı dönemlerinde yeniden doğar. Bu dönüşümler, deneyimlerimizin ve öğrenmelerimizin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yeniden doğuş, içimizdeki güçleri ortaya çıkarmak, zihinlerimizi ve kalplerimizi dönüştürmek ve yaşamlarımızın anlamını yeniden şekillendirmek için bir şans sunar. Kişisel deformasyon, kimliğimizin sürekli evrimi ve değişiminin bir yansımasıdır. Bireyler olarak, iç ve dış etkenlerle şekillenen özgün hikayelere sahibiz. Bu sergi, kişisel deformasyonun birçok yönünü, karakterlerimizin ve yaşamlarımızın karmaşıklığını ve güzelliğini keşfederek yansıtmaktadır. Aydınlanma anlarımız hayat çemberinde devinimin getirdiği farklı bakış açıları aynı olay ve düşüncelere bile farklı yerlerden bakmamızı sağlar. Aynı ekinoks gibi. Hayatın akışında süzülen, hissettiğimiz ve düşündüğümüz her şey, düşlerimizin tuvalinde bir ışık bırakır ve devinimi başlatır. Hayatın rüzgarı, içimizdeki kum tanelerini savurur ve zaman içinde yeni şekiller alır. Metamorfozun süzgecinden geçerek, her deneyim bizi yeniden şekillendirir ve bambaşka bir hikaye anlatan bir esere dönüştürür. Aşk, kayıp ve umutla dolu anlar, yaşamlarımızın hikayesine damgalarını vurur. Yeniden doğuşun gücüyle, her seferinde daha güçlü, daha bilge ve daha kararlı varlıklara dönüşerek sonsuz döngüde yeniden doğarız. Kimliğimizin sürekli değişen ve uyum sağlayan yönlerini kabul ederiz. Kusurlarımız ve zaferlerimiz, hayatlarımızın çeşitli renklerini ve dokularını oluşturarak bizi eşsiz kılar. Gözlerimizi sembolizmin gizemli dünyasına çevirdiğimizde, evrensel bağlar ve anlamlar keşfederiz. Semboller, insanın zihnindeki sınırsız yaratıcılığı ve ortak hikayelerimizin gücünü yansıtır. Bu manifestoyla, hayallerin değişimin büyülü dünyasında insanların yüzlerine kimliklerine odaklanıp devinimin yarattığı ekinokslarına başka pencerelerden bakmaya adım atıyoruz. Metamorfoz, yeniden doğuş, deformasyon kavramlarının dansında, sanatın sınırsız evreninde yolculuğa çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yolculuk, içsel keşiflerin ve dönüşümlerin etkileyici ve soyut bir anlatımıdır. Şimdi yüzlerimize tekrar bakma zamanı, dönenceniz renkli, ekinoksunuz aydınlık olsun.

Nur Akkayalı

Nur Akkayalı 1996 yılında, İzmir’de doğdu. 2015 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Giyim ve Tekstil Tasarımı Bölümünü kazanarak akademik hayatına başladı. Çeşitli karma ve kişisel sergilerde yer aldı. Sanatçı, çalışmalarını İzmir’de sürdürüyor.


  • https://instagram.com/caresse.art?igshid=YzcxN2Q2NzY0OA==
bottom of page